Matrah ve Vergi Artırımından Mükellef Beklentileri

Dr.Ahmet KAVAK / Yeminli Mali Müşavir

Ekonomik sıkıntılarla mücadele edilirken, dünyada olduğu gibi, 2020/Mart ayından itibaren varlığı Türkiye’de de hissedilen Covit-19 salgını, bir yandan insan sağlığını bir yanda da bu beladan kurtulmaya yönelik olarak, hijyen – maske ve mesafe kurallarına ilaveten hükümetçe alınan ek önlemler sonucunda sokağa çıkma kısıtlamaları ile birlikte özellikle üretim işletmeleri dışında, insanların toplu olarak bir arada  oldukları bir kısım işyerlerinin (lokanta, kahvehane, çay bahçeleri, kuaför, berber, AVM, sinema, tiyatro gibi) kapatılması sonrasında sokak satıcıları dahil, kapatma kapsamındaki işletme sahibi vergi mükellefleri hiç hasılat elde edemezken sabit giderlerini ödemede büyük sıkıntılar yaşamalarına sebep oldu. Bu konuda devletin imkanları kapsamında yapmış olduğu desteklerin de bu yaraları sarmaya yetmeyince mükellef kesimi içinden çıkılması zor bir sürece girdi. Bu arada birçok mükellef mükellefiyetini kapatmak veya iflas aşamasına geldi.

Bu sıkıntıları aşmak amacıyla vergi borçlarının yeniden yapılandırmasına yönelik olarak yapılan düzenleme içinde matrah ve vergi artırımı beklentileri içine giren mükellefleri hem geçmişi ve hem de ekonomide büyük bir sıkıntı yaratan covit-19 dönemini kapatmak arzusu ile dileklerini sivil toplum kuruluşları dahil bağlı oldukları meslek odaları kanalıyla hükümete ilettiler ve bu beklentinin hayata geçirilmesi konusunda TBMM’ye bir tasarı önerilmiş oldu.

Bu tasarıda geçmişte uygulamaya konulan klasik yasalarda olduğu gibi tahsilatın hızlandırılmasın yanı sıra en büyük beklentinin ekonomik ve covit-19 sıkıntıları nedeniyle çok çaresiz kalan vergi mükelleflerinin, makul ve katlanılabilir bir mali yükle, kurtulmaları hedeflenmelidir.

Bu cümleden olarak;

  1. Gelir vergisi mükellefleri için öngörülen asgari matrah artış tutarları sabit tutulmak kaydıyla matrah artış oranları ile artırılan matrah üzerinden ödenecek vergi oranlarını bazılarının aşağıda yer verildiği üzere aşağı çekilmesi yerinde olacaktır.

Matrah artırım oranları:

2016 yılı için %25, 2017 yılı için %25, 2018 yılı için %20, 2019 yılı için %15 ve 2020 yılı için ise %10

Matrah artırımı üzerinden ödenecek vergi oranı:

2016 yılı için %20, 2017 yılı için %20, 2018 yılı için %20, 2019 yılı için %15 ve 2020 yılı için ise %15

  1. Kurumlar vergisi mükellefleri için öngörülen asgari matrah artış tutarları sabit tutulmak kaydıyla matrah artış oranları ile artırılan matrah üzerinden ödenecek vergi oranlarının bazılarının aşağıda yer verildiği üzere aşağı çekilmesi yerinde olacaktır.

Matrah artırım oranları:

2016 yılı için %25, 2017 yılı için %25, 2018 yılı için %20, 2019 yılı için %15 ve 2020 yılı için ise %10

Matrah artırımı üzerinden ödenecek vergi oranı:

2016 yılı için %20, 2017 yılı için %20, 2018 yılı için %20, 2019 yılı için %15 ve 2020 yılı için ise %15

  1. Katma değer vergisi için öngörülen vergi artış oranlarını aşağıda yer verildiği üzere aşağı çekilmesi yerinde olacaktır.

Katma değer vergisi artış oranları:

2016 yılı için %2,5, 2017 yılı için %2,5, 2018 yılı için %2, 2019 yılı için %1,5 ve 2020 yılı için ise %1

  1. 31.12.2020 tarihi itibariyle bilançoda görülmekle birlikte, işletmede bulunmayan kasa mevcudunun düzeltilmesinde ön görülen vergi oranını %3’e indirilmesi makul ve uygulanabilir olmanın yanında talebin artırılması için yerinde olacaktır.
  2. 31.12.2020 tarihi itibariyle bilançoda görülmekle birlikte, işletmede bulunmayan ortaklardan alacaklar hesabının düzeltilmesi için ön görülen vergi oranını %3’e indirilmesi makul ve uygulanabilir olmanın yanında talebin artırılması için yerinde olacaktır.
  3. Taşınmazların ve amortismana tabi iktisadi kıymetlerin mükellefçe yapılan değerlemesi sonucu oluşan fark üzerinde öngörülen %5 vergi oranı oldukça yüksek oluşu uygulama kabiliyetini ortadan kaldıracağı düşünüldüğünden bu oranın %1’e indirilmesi ve bu yönde yapılacak artırım talebini çok yükseltecek ve bundan da Hazineye büyük bir verginin transferi sağlanmış olacaktır
  4. Kurumların %70 ila %80’inde geçmiş yıl kârlarının sermayeye ilave edilmediği gibi çok uzun yıllardan beri kâr dağıtmadıkları bilinen bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Bu tasarıya yapılan bir ilave ile, 01.06.2021 tarihine kadar kurumların dağıtılmayan geçmiş yıl kârları üzerinde %7,5 oranında bir vergi önemesi koşuluyla bu tutarları ortaklara dağıtılmasının kâr dağıtımı sayılmayacağı ve kâr payı alanların aldıkları bu kâr paylarının de Gelir Vergisi Kanununu Geçici 62 inci maddesine eklen bir fıkra hükmü ile de gelir vergisinde istisna edildiği hükmünün ilave edilmesi yerinde olur düşüncesindeyiz.

Yukarıda 7 başlık altında belirtiğimiz hususların dikkate alınması; bir yandan gerçekten sıkıntı içinde yaşam mücadelesi veren vergi mükellefini makul ve katlanılabilir bir vergi yükü ile rahatlamaları sağlayan bir teşvik mahiyetinde, uygulanmasından büyük bir mükellef kitlesinin yararlanması sağlanacak ve bir yandan da Hazineye ilave bir kaynak aktarımı sağlanarak bütçe açıklarının tamamına yakını büyük ölçüde kapatılmış olacaktır.