İş Yerinde Vergi İncelemesi, Tarih Mi Oluyor?

Av.Şafak AKYÜZ

 

213 sayılı VUK’nun İncelemenin Yapılacağı Yer başlıklı 139’uncu maddesinde;

 “Vergi incelemeleri, esas itibariyle incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılır.

İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin yerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede yapılabilir.

Bu takdirde incelemeye tabi olanın lüzumlu defter ve vesikalarını daireye getirmesi kendisinden yazılı olarak istenilir.

İncelemenin dairede yapılması halinde istenilen defter veya vesikaları belli edilen zamanda mazeretsiz olarak getirmeyenler, bunları ibraz etmemiş sayılırlar. Haklı bir mazeret gösterenlere, defter ve vesikalarını daireye getirmesi için münasip bir mühlet verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin 1.10.2021 tarihinde TBMM’ye sunulan kanun teklifinin 17’inci maddesinde ise 213 sayılı VUK’un 139’uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “incelemeye tabi olanın iş yerinde” ibaresi “dairede” şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkra yürürlükten kaldırılmış, üçüncü fıkrasında yer alan “bu takdirde incelemeye” ibaresi “incelemeye” şeklinde ve dördüncü fıkrasında yer alan “İncelemenin dairede yapılması halinde istenilen” ibaresi “istenilen” şeklinde “daireye getirmesi” ibaresi “ibraz etmesi” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

 “İncelemenin dairede yapılması, incelemeye tabi olanın iş yerinde tespit yapılmasına ve çalışmalarda bulunmasına mani değildir.

 “Mükellef ve vergi sorumlusunun talep etmesi ve iş yerinin müsait olması halinde inceleme iş yerinde de yapılabilir”

 “Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir” düzenlemesine yer verilmiştir.

Söz konusu değişikliğin gerekçesi olarak; ticari faaliyetlerin icrasında değişen işyeri kavramı, teknolojik gelişmeler ve incelemenin uzaktan yapılmasının getirmiş olduğu kolaylık ve tasarruf gösterilmiştir.

Uygulamada, incelemelerin işyerinden ziyade dairede yapıldığı bilinmektedir. Bir başka ifade ile vergi incelemeleri genel olarak dairede, istisnai biçimde işyerlerinde yapılmaktadır. Bu durum ise VUK’un 139’uncu maddesine aykırı bir uygulama geliştiğinin göstergesidir.

Uygulamada, yasal defter ve belgelerin incelenmek üzere daireye getirilmesi, işyerinin müsait olması halinde ise işyerinde inceleme yapılmasının istenilmesi talep edilmektedir. Yerleşik uygulama VUK’un 139’uncu maddesinde öncelik verilen incelemenin işyerinde yapılması kuralına aykırıdır. Bu aykırılık kendisini defter ve belge ibraz etmeme suçlarında açık biçimde göstermektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.06.1998 gün ve 11-154-213 sayılı kararında özetle; “213 sayılı VUK’nun 139’uncu maddesinden anlaşılacağı üzere esas olan, vergi incelemesinin mükellefin iş yerinde yapılmasıdır. Somut olayda mükellefin dairede incelemesi yapılması hususunda bir isteği bulunmadığı gibi incelemenin işyerinde yapılmasını imkansız kılan bir neden de ileri sürülüp saptanmamıştır. Anılan kanun maddesinde belirtilen istisnai durumlar söz konusu olmadığından sanığa isnad olunan suçun unsurları itibari ile oluşmadığı anlaşılmaktadır.” anlatımına yer verilmiştir. Görüldüğü üzere vergi incelemelerinde incelemenin öncelikli olarak dairede yapılması uygulaması yargı tarafından kabul gören bir uygulama değildir.

Hukuk devleti ilkesi dikkate alındığında; idarelerin yargı kararlarını dikkate alarak uygulamalarına yön vermesi gerekir. Somut kanun değişikliğinde ise; yargı kararlarına göre uygulamaya yön verilmek istenmediği, yargı kararlarının dayanağı olan kanun maddesi değiştirilerek yargı kararlarının değiştirilmeye çalışıldığı görülmektedir.

Vergi incelemelerinin işyerinde yapılması; mükellefle vergi idaresi arasındaki bağın güçlenmesine, mükelleflerin ne şartlar altında gelir elde etmeye çalıştığının anlaşılmasına, mükellefin vergi idaresinin varlığını daha yakından hissetmesine, mükellef kadar mükellefin etrafındaki mükelleflerin de bu atmosferden etkilenmesine sebep olmaktadır.

Bu itibarla, yapılan kanun değişikliğinin aslında yeni bir durum oluşturmadığı, hali hazırdaki uygulamaya kanuni dayanak oluşturduğu, işyerinde incelemenin ortadan kalkmadığı, defter ve belge ibraz etmeme suçları bakımından verilen beraat kararlarının önüne geçilmeye çalışıldığı görülmektedir.

Önümüzdeki günler, kanun değişikliği öncesi defter ve belge ibraz etmeme suçları bakımından açılan ceza davaları açısından farklı bir tartışmayı da beraberinde getirecektir.