2019 Yılında İlk 100’e Giren Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin Bir Kısmı (!) Açıklandı

Prof.Dr.Ahmet AK

Gelir İdaresi tarafından geç de olsa, 2019 yılında Türkiye düzeyinde en yüksek vergi ödeyen ve ilk 100’e giren gelir vergisi mükellefleri ile ilk 100’e giren kurumlar vergisi mükelleflerinin bir kısmı! açıklandı.  Listede yer alan gelir vergisi mükelleflerinden 67, kurumlar vergisi mükelleflerinden ise 20 mükellef isminin açıklanmasını istemedi. Konunun toplumsal açıdan önemini de dikkate alarak genel bir değerlendirme yapmak istedik.

Vergi Usul Kanunu’nda (m.5) mükelleflere ait hangi bilgilerin vergi mahremiyeti kapsamında olduğu ve hangi bilgilerin açıklanmasının vergi mahremiyetinin ihlali sayılmayacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda, “ … vergi güvenliğini sağlamak amacıyla Gelir Vergisi mükelleflerinin yıllık Gelir Vergisi, sermaye şirketlerinin Kurumlar Vergisi beyannamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar dahil) ve beyanları üzerinden tarh olunan Gelir ve Kurumlar Vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları, bağlı oldukları vergi dairelerince beyannamelerin verildiği yıl içinde dairenin münasip yerlerine asılacak cetvellerle ilan olunur. Mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa, bu ilan orada da yapılır. (…) ” hükmüne istinaden gelir vergisi ile kurumlar vergisinde Türkiye genelinde en yüksek vergi tarh edilen ilk 100 mükellef Gelir İdaresi tarafından, il düzeyinde gelir vergisi ve kurumlar vergisinde en yüksek vergi tarh edilen ilk 100 mükellef ise mahallinde vergi dairesi başkanlığı veya vergi dairesi başkanlığı bulunmayan illerde defterdarlıklar tarafından ayrı ayrı ilan edilmektedir.

Yasa hükmünün lafzından anlaşıldığı üzere, Maliye Bakanlığı tüm mükelleflerin beyanlarını ilan etmek zorundadır. Yasa hükmünün devamında yer alan “… Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir. …” hükmüyle, emredici yasa kuralı idarenin takdir yetkisine bırakılmış ve “açıklanabilir” ifadesine yer verilmiştir.

Vergi Usul Kanunu’nun 5. Maddesinde hem mükellefin beyanı “ilan olunur” ifadesi, hem de “açıklanabilir” ifadesine yer verilerek birbiriyle çelişen iki farklı hüküm bulunmaktadır. Bu çelişkinin yasal düzenlemeyle, ilan edilecek mükelleflerin sayı sınırı da belirtilerek düzenleme yapılması gerekir.  Hukuk devleti, hukuki güvenlik ilkesi ve vergilemede belirlilik ilkesi de dikkate alındığında, mükellefin beyanının açıklanması idarenin taktirine bırakılamayacak bir konudur.

SON 10 YILDA İSMİNİ KAMUOYUNDAN GİZLEYEN MÜKELLEFLERİN SAYISI

Gelir İdaresi istatistiklerine göre, son 10 yılda en yüksek vergi ödeyen ilk 100 mükellef arasında yer aldığı halde, isminin açıklanmasını istemeyen gerçek kişi ve kurumların sayısal bilgileri aşağıdaki tabloda yer aldığı gibidir.

YILLAR

İSMİNİN AÇIKLANMASINI İSTEMEYENLERİN SAYISI

GELİR VERGİSİ

KURUMLAR VERGİSİ

GMSİ

Gelir Vergisi

2010

19 22

3

2011

34 27 5

2012

45 35

8

2013

42 33

15

2014

55 37

17

2015

51

22

2016

54

27

2017

53

21

2018

58

27

2019 67

20

Tabloda özellikle gerçek kişi mükelleflerin gittikçe artan bir sayıda ismini gizlediği, gelir vergisi mükelleflerinin nihayet 2019 yılı için 100 kişiden sadece 33 mükellefin isminin açıklanmasına izin verdiği görülmektedir. Kurumlar vergisi mükelleflerine kıyasla, gelir vergisi mükelleflerindeki gizlenme tercihinin nedeninin, üçüncü kişilerin gerçek kişilere daha kolay ulaşabilecekleri ihtimalinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

En Yüksek Vergi Tarh Edilen Mükelleflerin Muhtemel Gizlenme Nedenleri

Devletine vergi ödemekten onur ve mutluluk duyması gereken mükelleflerin kendilerini saklama taleplerinin muhtemel nedenleri şunlar olabilir;

1.Mütevazi görünme ihtimali de dahil olmak üzere,  varlıklı olduğunu çevresinden gizlemek,

2.Üçüncü kişilerin veya akrabalarının borç ya da karşılıksız para taleplerinden gizlenmek,

3.Gerçek ve tüzel kişilerin ya da dernek ve vakıfların bağış ve yardım taleplerinden gizlenmek,

4.İdarenin bilgisi dahilinde olduğunu dikkate almaksızın, vergi denetimlerinden kendini sakınmak,

5.Faaliyetleri yasal olmakla birlikte, toplum nezdinde ahlaki açıdan kabul görmeyen işleri dolayısıyla en yüksek vergi tarh edilen mükellefler arasında yer aldığını gizlemek,

6.İllegal örgütlerin vergi matrahını dikkate alarak mükellefe verebileceği zararları önlemek veya kötü niyetli insanların hedefi olmaktan gizlenmek,

7.Tahakkuk esasının geçerli olduğu faaliyetlerde, görünürde en yüksek vergi tarh edilen mükellefler listesinde yer almak, (Örneğin vadeli sattığı binalardan doğan alacakları tahakkuk eden bir mükellef görünürde en yüksek vergi ödeyenler listesinde yer almasına rağmen fiili durumu farklı olabilir. Alacaklarını tahsil edemez ise iflas etme durumuyla bile karşılaşabilir.)

8.Kamu işletmeleri de dahil olmak üzere, kamusal mal ve hizmet üreten işletmelerin yüksek vergi matrahının açıklanması halinde, yüksek kâr elde ettikleri gerekçesiyle oluşabilecek toplumsal tepkilerden gizlenmek,

9.Bazen içinde bulunulan sektörün gizlenmesi de amaçlanmış olabilir. Karlılığı yüksek olan sektörlere yeni girişleri önlemek amacıyla, dikkat çekmemek, pazar payını korumak gibi düşüncelerle kârlı sektörleri deşifre etmemek,

10.Ulusal veya yerel düzeyde siyasetin desteği ile sağlanan gelirler dolayısıyla, kısa süredeki servet artışını ve kişisel zenginleşmeyi gizlemek ya da dikkat çekmemek,

11.Kişisel olarak karşılaştığımız bir olayda vergi rekortmeni listesindeki bir mükellef, kendisine sunduğumuz takdir belgesini “bu belgeyi alması gerekenler vergi ödemediği için bana kadar düştü. Bundan sonraki yıllarda en yüksek vergi ödeyenler listesinde yer almak istemiyorum” gerekçesiyle kabul etmemiştir. Maalesef vergi matrahını hiç beyan etmeyen veya eksik beyan edenlere karşı oluşan tepkiler nedeniyle de en yüksek vergi ödeyenler listesinde yer almak istemeyen mükellefler bulunabilmektedir.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

2019 yılında en yüksek vergi tarh edilen ilk 100 kurumlar vergisi mükellefi listesinin ilk sıralarda banka ve finans kurumlarının yer alması dikkat çekicidir. En çok vergi tarh edilen kurumlar arasında özellikle mal ve hizmet (finans hizmeti hariç) üreten mükelleflere rastlanmamaktadır.  Gelir vergisi mükelleflerinden 2019 yılında en yüksek vergi tarh edilen ilk 100 mükellef arasında açıklanan sadece 33 mükellefin faaliyet dağılımı 15 menkul sermaye iradı, 6 menkul kıymet yatırım ortaklığı, 4 menkul kıymet aracılık faaliyeti, 2 kiralama/leasing, 2 hukuk danışmanlığı, 1 parfümeri, 1 hayvancılık, 1 ücret/ yönetim ve 1 plastik eşya imalatı yapan mükellef şeklindedir. İsminin açıklanmasını istemeyen 67 mükellefin hangi alanlardan gelir elde ettiği tüm toplumdan gizlenmiştir. Böyle devam etmesi halinde, gelecek 10 yıl içinde belki de en yüksek vergi ödeyen ilk 100 gelir vergisi mükellefinin ne iş yaptığını hiçbirimiz öğrenemeyeceğiz.

Bırakın en yüksek vergi ödeyenler listesinde yer almayı, sadece vergi mükellefi olmakla bile gurur duyan, bunu devletine karşı görevini yapma üstünlüğü olarak gören insanların yaşadığı bir Dünya’da,  en yüksek vergi tarh edilen ilk 100 mükellef arasında yer almasına rağmen, ilk 100 de yer aldığının açıklanmasını istemeyen kişi ve kurumların varlığı düşündürücü olduğu kadar, sosyolojik nedenleri bilimsel araştırmalara konu olacak düzeyde önemli bir sorundur.

En yüksek vergi tarh edilen mükelleflerin isimlerini gizlemeleri gittikçe artan bir gelenek halini almıştır.   Mükellefler isimlerinin açıklanmasından bu kadar rahatsız oluyorsa, o zaman en yüksek vergi ödeyenlerin açıklanmasından vazgeçilmesi daha uygun olacaktır.

Belli sektörlerden az sayıda mükellefin açıklanması ile vergi güvenliği ve toplumun vergi ödemeye teşvik edilmesi gibi beklentilerin anlamını kaybettiği düşüncesindeyiz.  Konunun bir an önce yasal düzenleme ile çözümlenmesinde yarar vardır.

“Şeffaf Devlet Şeffaf Toplum” umuduyla.

NOT: Öncelikle halk arasında kullanıldığı şekliyle “vergi rekortmeni” ifadesi yanlış kullanılan bir kavramdır.  Rekortmen ifadesi Fransızca Recordman sözcüğünden dilimize geçmiş, daha önce elde edilip kaydedilmiş sonuçları aşan kişi anlamına gelir.  Vergi rekortmeni ifadesi de daha önce en yüksek vergi ödeyen mükelleften daha çok vergi ödeyen kişi anlamına gelir. Dolayısıyla her yıl sadece tek bir gelir vergisi ile tek bir kurumlar vergisi mükellefinin rekortmen olma ihtimali vardır. Önceki yılın en çok vergi ödeyen mükellefinin rakamları aşılamıyorsa rekor ve rekortmenden de bahsedilemeyecektir. Bununla birlikte “vergi rekortmenleri” kavramı ile en çok vergi ödeyen belli sayıdaki mükellefin kastedildiği yanlış da olsa anlam yönünden halk arasında yerleşmiş bir kavramdır.